Yarı Yıl Kitap İncelemesi 📚


Uzun süredir yazı paylaşmamam ve instagram hesabımda paylaşım yapmaya yeni başlamam sebebiyle 2020'nin ilk yarısı için bir kitap inceleme/tavsiye yazısı yazmaya karar verdim. Altı ayda okuduğum kitaplardan birkaçını bu yazıda değerlendirdim. Bir iki kitabın incelemesi, diğerlerinden biraz uzun oldu ancak umarım sıkıcı olamamıştır ve umarım dikkatinizi çeken ve ilgileneceğiniz kitaplar seçmişimdir. Keyifli okumalar! 🌿

Yılanı Öldürseler – Yaşar Kemal (9/10) 🐍

Çukurova'da, Anavarza yakınlarında, geçen bu hikâye, çocuklar üzerindeki toplumsal baskıyı anlatır. Töre, aşk, anne-oğul sevgisi en temel konularıdır. Kronolojik bir sıra olmamasının yanında sık sık geri dönüşlere yer verilen kitaptaki ilk sayfalarda Anavarza kayalıklarındaki renklerle, kokularla başlansa da hikâyeye, çok geçmeden kurşun sesleri ile renkler solar ve kokular kaybolur.

Roman her ne kadar kurgusal bir metin olsa da bu tarz olayların günümüzde de hâlâ yaşanıyor oluşu yadsınamaz bir gerçek. Roman, gerçek bir toplumsal sorunu anlatırken, eserin yazıldığı günden bugüne bu toplumsal sorunun çözülemediğine tanıklık etmektedir. O günlerden, belki de daha önceden, günümüze kadar kadınların bu tarz olaylarda hep suçlu olarak görülmesi bile başlı başına bir sorundur.

Çocukların baskılarla, kışkırtmalarla suça sürüklenmesine dikkat çekiliyor eserde. Hasan’ın sadece ailesinden gelen baskılarla değil neredeyse bütün köyün etkisiyle kendi iç dünyasında hesaplaşması, annesini sonuna kadar koruması ve savunması romanda kendini hissettiren bir durum.

Yaşar Kemal'den okuduğum ilk eser olan Yılanı Öldürseler kitabının yazarla tanışma kitabı olabileceğini düşünüyorum. Eğer yazarla tanıştıysanız ve bu kitabı okumamışsanız hemen okumanızı tavsiye ederim. Çok güzel bir eser, çok güzel bir eleştiri, çok güzel bir inceleme ve hayran olunası bir kalem.

Aşkımız Eski Bir Roman – Ahmet Ümit (8,5/10) 📕

Bu altı ay içinde Şeytan Ayrıntıda Gizlidir, Agatha'nın Anahtarı ve Aşkımız Eski Bir Roman olmak üzere üç Ahmet Ümit kitabı okudum. Hem diğer ikisinin elimde olmaması hem de yazının fazla uzun olmasını istememem sebebiyle sadece Aşkımız Eski Bir Roman'ı ele aldım.

Aşkımız Eski Bir Roman yazarın çıkan son kitabı. Bana göre her zamanki gibi güzel bir polisiye kurguyla karşımıza çıkmış Ahmet Ümit. Yazarın kişiden kişiye büyük farklarla değişkenlik gösteren bir polisiye yazma yeteneği var. Kimilerine göre çok iyi bir yazarken kimilerinin ise bu polisiye kurgular hiç hoşuna gitmiyor. Benim açımdan ise, benim için çok değerli bir kitap olan İstanbul Hatırası’nın yazarı olmasının yanında polisiye kurguda oldukça iyi bir yazar, Ahmet Ümit.

Kitap en sevdiğim karakter olan Başkomiser Nevzat’ın birbirinden ayrı ve güzel üç hikâyesinden oluşuyor. Kitap ilk çıktığı ve okunduğu zamanlarda kimi okurlar tarafından hikâyelerin sonunun hemen tahmin edilmesi yönüyle eleştirilse de bu kadar kısa hikâyeler olarak sonu tahmin edilemez bir polisiye kurgunun yazılmasının oldukça zor olduğunu düşünüyorum ki bence yine gayet güzel hikâyelerdi. Üstelik bir yazarın kalemine alıştığınızda elbette bir süre sonra olay örgüsünü anlamaya başlıyorsunuz.

Bu üç hikâye arasında benim en sevdiğim ise sonu sebebiyle üçüncü hikâye oldu. Sonunu böyle tahmin etmiyordum desem yeridir. Ancak bu sonunun okuduğumda tabii ya, nasıl aklıma gelmedi, dememe sebep olmadı değil. Polisiye kurgu seviyorsanız Ahmet Ümit kitaplarına bir şans vermenizi öneririm.

Kâğıt Ev – Carlos María Domínguez (7/10) 🏠

Bu kitabı çoğunlukla otobüs terminalinde ve otobüste okudum. Elimden bırakamadığım sürükleyici bir kitaptı. Çok zaman bu kitabın adını duyup tavsiye yorumlarını okudum. Sonunda bu sene alma fırsatım oldu ve senenin okuduğum ilk kitapları arasına girdi.

Tanıtım yazısında “Bazı insanlar kitap okumaz, bazıları okur ve kimileriyse okumakla kalmayıp onlarla birlikte yaşar.” diyor. Sanırım kitabın özeti bu cümle olabilir. Gerçekten mücevher niteliğinde bir eser.

 Carlos Brauer’in ve Bruma Lennon’la olan gizemli ilişkisi hakkında ilgi çekici bir kurgusu vardı, kendimi olayın içerisine koyunca ilginçliği beni daha çok cezbetmişti. İçinde kitaplarla, okumakla ilgili çok güzel sözler olan bu kitap, okumanızı tavsiye ettiğim gayet başarılı bir eser.

Sevmek, Sevinmek, İyi Şeyler Üstüne – Yaşar Kemal (8/10) 💖

1960’tan 1993 yılına kadar olan Yaşar Kemal’e ait denemeler ve konuşmaların yer aldığı bu kitap tam bir başucu eseri. Yani en azından benim sürekli elimin altında bir yerlerde olan bir kitap oldu. Her gün bir ya da birkaç sayfa olsa da okuduğum bu kitabın dönemin gerçeklerini çok iyi yansıttığını söyleyebilirim.

Üstelik sadece döneminin gerçeklerini değil bazı günümüz gerçeklerini de gösterdiği aşikâr. Özellikle eğitim ve öğretmenler hakkında söylediklerinin bir öğretmen adayı olarak daha çok dikkatimi çektiğini söyleyebilirim.

Sevmek, Sevinmek, İyi Şeyler Üstüne kitabının Yaşar Kemal’i anlamakta, bilmekte önemli bir adım olduğunu düşünüyorum. Yazarın okuduğum ikinci kitabı ve bu kitaptan sonra diğer kitaplarını da okumak için can atıyorum.

Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu – Stefan Zweig (6/10) 💌

Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu, yazardan okuduğum ikinci kitap, ilki Amok Koşucusu idi. Açıkçası bu kitabı Amok Koşucusu kadar sevemedim ne yazık ki.

Bir kadının, bir adama olan aşkını anlatan kitapta yer yer kadının aşkının fazla geldiği anlar oldu. Ancak gayet güzel bir aşk anlatısıydı bana göre. Birçok cümle vardı; betimlemesini, hissiyatını sevip de altını çizdiğim.

Hemen okunabilir kalınlıkta ve sürükleyicilikte olan bu kitap, mutlaka her Zweig okurunun okuduğu ve okuması gerektiği bir kitap. 

Başka Türlü Bi’ Şey – Sandy Hall (4,5/10) 👫

Bu kitabı beş kitap yirmi lira kampanyasından almıştım. Çok tatlı, klasik bir genç kurgu kitabı… En iyi yanı ise yolculuk gibi durumlarda hem kafanızı vermek zorunda olmadığınız hem de vaktinizi geçirebileceğiniz bir kitap.

Kendi halinde takılan ve birbirinden içe kapanık bir çift: Lia ve Gabe. Ve oturdukları banktan yaratıcı yazarlık öğretmenine, bir sincaptan otobüs şoförüne herkes onların birbirleri için yaratıldığını ve bu yüzden birlikte olması gerektiğini savunuyor.

Bildiğiniz pembe bir aşk hikâyesi. Romantik, komedi tarzı konuları sevenler ve beklentisini yüksek tutmayanlar için basit ancak iş görür nitelikte. Okunmazsa bir şey kaybetmezsiniz ancak okunması da bir şey kaybettirmiyor.

Çöpçatan – Bella Black (5,5/10) 💘

Öğretmenlik yapmayı tercih etmeyen bir anaokulu öğretmeni olan Natalie, kendine daha kolay yapabileceği bir iş ararken çöpçatanlığı bulur. Müşterilerini onları memnun edecek ve onlarla uyumlu olacak kişilerle eşleştiren ve bundan para kazanan bir çöpçatan.

Ve elbette ilk ve tek müşterisi yakışıklı, zengin, artık evlenmeye karar vermiş Cameron Black. Natalie’nin tek müşterisi bu adam olduğu için günlerini Cameron’a uygun bir eş bulmak için geçirir. Bu sayede ikili samimi bir arkadaşlık kurar.

Bu kitap da tıpkı Başka Türlü Bi’ Şey gibi sırf fiyatı uygun diye aldığım çerezlik bir aşk kitabı. Tek sıkıntısı, biraz sündürülmüş ve abartılmış geldi bana. Ancak hiç okunmaz desem yalan olur. Meraklısı için gayet iyi bir kitap.








           



Previous
Next Post »